24 Ağustos 2009 Pazartesi

Eskiden öyleydi...


Bugün olağan gördüğümüz bazı şeyler yarın bize değişik gelecek ve geçmişi şöyle bir hatırlayıp, kendi hallerimize kendimiz şaşıracağız. Alt dudağımızı büzerek; "eskiden öyleydi" deyip işin içinden çıkacağız.
Sigara yasağı yanlış geliyor bir çoğumuza, kahvede, barda sigara yasaklanırmı diyoruz. Bundan seneler evvel aklımıza gelebilecek heryerde sigara serbestti, şehirlerarası otobüslerden tutunda hastane koridorlarına kadar. Eskiden öyleydi.
Sokakta daha çok şey satılırdı önceden sütçüsünden yoğurtçusuna, balıkçısından sebzecisine, tatlıcısı, sabuncusu, kapıya kadar servis yapardı. Sarayı olmayan bir çok simit kralı vardı, başlarında simit tablasından taçlarıyla. Eskiden öyleydi.
Futbol maçlarının hepsi gündüz oynanırdı. Stadlarda ışıklandırma yoktu çünkü. Gerçi şimdide öyle olsa hiç fena olmaz. Enerjinin pahalı olduğu bu devirde, bu kadar elektriği maç için harcamanın anlamı yok. Gündüz oynanırdı maçlar. Eskiden öyleydi.
Sadece Radyo-1'den dönüşümlü yayınlandığı zamanlarda, Pazar günü öğleden sonraları oynanırdı futbol müsabakaları, cumartesi günleri mecbur olunmadıkça maç oynatılmazdı. Devlet memurları dışında birçok taraftarın çalıştığı o cumartesi gündüz saatinde maç olmazdı. Eskiden öyleydi.
Nejat Biyediç; tam bir efsane, canlı seyrettiğim en iyi futbolculardan biri, 1986-1987 sezonunda 27 yaşında Bursaspor'a transfer olmuştur. 1987-1988 sezonunda attığı 17 gol ile Bursaspor'lu bir oyuncunun bir sezonda ulaştığı en yüksek rakama ulaşarak Bursaspor tarihine geçmeyi başardı. 4 sezon boyunca aralıksız olarak Bursaspor formasını giyen Nejat Biyediç orta saha oyuncusu olmasına rağmen Süper Lig (O zamanki adıyla Türkiye 1. Ligi) de oynadığı 125 maçta toplam 41 gol atarak unutulmazlar arasında yerini aldı. Bursaspor'da ilk kez takım kaptanlığı yapan yabancı oyuncudur.Bursaspor taraftarı ona İmparator sıfatı layık gördü. 1990-1991 sezonunu başında (31 Yaşında) jübilesini yaptı. Evet bu futbol imparatoru şimdiki futbolcuların en verimli çağı olarak nitelendiği yaşta, 31 yaşında futbolu bıraktı. onu bir 4-5 sene daha eksik izlememizin sebebini soracağımız çoğu kişinin ilk başta vereceği cevap; "eskiden öyleydi."
İstanbul'un 3 ayrıcalıklı takımı Anadolu takımlarından birinde iyi bir oyuncu gördükleri zaman oyuncuyu da takımı da abluka altına alır herkesin kafasını karıştırır. Maddi imkansızlıklar içinde boğuşan Anadolu takımlarının rededemeyeceği teklifler sunarak o oyuncuyu transfer ederler. Bu seneryo çok nadir örnekler dışında böyle olmuştur. Bu örneklerden biri de; Sedat Özden 'dir. Sedat Özden'in namı diğer Sedat 3'ün Bursaspor sevgisi tüm tekliflerden üstün geldiği için , toplam 34 kez milli olmuş, milli formayla 7 gol atıp, A milli takım kaptanlığı dahi yapmış olan bir futbolcuyu hiçbir İstanbul kulübü transfer edememiştir. Oynadığı 335 lig maçında 56 gol atan Sedat Özden, tüm futbolculuk kariyerini doğduğu ve yetiştiği kentin takımında geçiren nadir oyunculardan biri olarak Türk futbol tarihine geçmiştir. Bu tip oyuncular tüm dünyada büyük saygı görmüş oyunculardır. Bu amatör ruh ve bağlılığı günümüz endüstriyel futbolunda görmek imkansız gibi birşey ama nadirde olsa Sedat Özden gibi kahramanlar görmek mümkün. Yani en azından eskiden öyleydi.
Sercan Yıldırım büyük yetenek, Bursaspor'un parlayan yıldızı, daha oynadığı ilk ve tek sezonda 11 gol atarak tüm dikkatleri üzerine çekti. Defalarca oynadığı genç milli takımlardan hızlı bir sıçramayla A milli takıma kadar yükseldi. Avrupa kulüpleri ve 3 İstanbul kulübünün transfer listelerine girdi. Sercan daha henüz 1 sezon oynadığı Bursaspor'dan başkanımızın tabiriyle "değerini bulursa" başka bir takıma transfer olacak. Doğal sürecin bir parçası gibi görünüyor. Çok nadir örnekleri dışında yüzlerce futbolcu bundan önce bu durumu yaşadı. Bundan sonrada yüzlercesi yaşayacak. Bu futbolcuların hepsi aynı Sercan Yıldırım da 3 İstanbul takımından birine transfer olursa, her transfer döneminde defalarca gördüğümüz, sıradan bir hikayenin kahramanı olur. Eğer bunu yapmayıp da daha sadece 1 sezon katkı yapabildiği Bursaspor'da yüksek verimli birkaç sezon daha oynayıp, Bursaspor'dan Avrupa'nın büyük bir takımına transfer olursa Sedat Özden gibi bir efsanenin yanına ismini yazdırır. Bursaspor alt yapısından yetişen yetenekler de kendilerine ya Sercan Yıldırım örneğine bakarak, Avrupayı hedef alırlar yada Serdar Kurtuluş örneğine bakıp 3 İstanbul takımlarından birinin yolunu tutarlar. Bundan yıllar sonra, Sercan Yıldırım Avrupa'ya gitmeden evvel Bursaspor'dan transfer yapanlar İstanbul'a giderdi, "eskiden öyleydi" denmesi, altyapıdan yetişen çocuklarımızın Bursasporluluk bilinciyle A takımda oynaması dileğiyle. Sedat Özden, Adnan Örnek, Yalçın Gündüz, Beyhan Çalışkan, Sinan Bür ve benzerlerinde olduğu gibi, Eskiden Öyleydi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder